İshaller Gastroenteritler

İshaller Gastroenteritler

İshal, günlük dışkı miktarının, sayısının ve/veya sıvı içeriğinin artmasıdır. İshal tüm dünyada özellikle çocuklarda görülen en yaygın hastalıklardan biridir. Gelişmekte olan ülkelerde yılda 1.5 milyar ishal vakası ve 4 milyon ishale bağlı ölüm meydana geldiği tahmin edilmektedir. Ülkemiz için de ishal özellikle küçük çocuklarda önemli sağlık sorunlarından biridir. Beş yaş altındaki ölüm nedenleri arasında ikinci sırada yer alır.

Nedenleri

Enfeksiyona Bağlı Nedenler; İshallerin % 60-80’i enfeksiyonlara bağlıdır. Bunlar

Bakteriler: Salmonella,Shigella,Campylobacter,E.coli,vs

Virüsler: Adenovirüs,rotavirüs,vs

Protozoonlar: E.histolitica, G.lambdia,vs

Enfeksiyon Dışı Nedenler: Antibiyotikler, ilaçlar, kronik barsak hastalıkları, vs

Bulgular

Klinik bulgular çok değişkenlik gösterir. Çoğu zaman ilave bir tedbir almaksızın kısa sürede kendiliğinden düzelebilmektedir. İshalin yanında karın ağrısı, bulantı ve barsak hareketlerinde artış en sık görülen bulgulardır. Özellikle çocuklarda yüksek ateş, kusma hareketlerde uyuşukluk, aşırı sinirlilik, ishalin uzun sürmesi, dışkıda kan, iltihap veya sümüksü maddelerin (mukus) varlığı, belirgin bir şekilde su gibi veya yeşil dışkılama , dudak ve dil kuruluğu ,çocuklarda ağlama sırasında gözyaşı görülmemesi veya gözyaşı azalması ,çocuklarda 8 saat süre ile bezin kuru kalması ve idrara çıkmama, el ve ayakların soğuması ,nabzın çok hızlanması durumlarında tıbbi muayene ve tedavi zorunludur.

Tanı

Hekim, başvurulduğunda dikkatli bir fizik muayene ve hastalığın hikayesini alarak tetkike başlar. Hastadaki belirtiler ve hikayesine göre laboratuvar tetkikleri isteyebilir. Bunlar kan ve dışkı (gaita) incelemeleridir. Gaita kültürleri etken bakterilerin belirlenmesi için yapılır. Gaitada parazit muayenesinde bazı özel boyalarla ve mikroskopta incelenerek parazitlerin varlığı belirlenir. Bu ilk etapta yapılan testler teşhis için yeterli olmazsa ilave tetkikler (röntgen, endoskopi v.b) gerekebilir.

Tedavi

Yukarıda belirtilen hastalık bulgularının olmadığı hafif vakalar genelde evde ilaçsız tedavi edilir. Bilinçsiz ve gereksiz ilaç kullanımı bazen hastalığın artmasına neden olabilir. İshallerde bazen gereksiz yere antibiyotikler kullanılmaktadır. Antibiyotikler yalnızca bakteriyel ishallerde etkilidir.

İshal tedavisinde en önemli adım kaybolan sıvının karşılanmasıdır. Pratik olarak Bir litre kaynatılmış soğutulmuş suya 1 çorba kaşığı şeker, 1 tatlı kaşığı sofra tuzu ve 1 çay kaşığı karbonat konularak karıştırılır, içilebildiği kadar sık aralıklarla içilir. İshal kesilinceye kadar bol sıvı alınması, ishali artıracak gıdalardan uzak durulması ve gaita kıvamını artıracak besinlere ağırlık verilmesi esastır. İshallerde iyi istirahat ve hafif bir diyetin (az ve sık beslenme) olumlu etkisi görülür. Ağızdan beslenmeye genellikle devam edilir. Diyet olarak ekmek, pirinç, patates ve makarna gibi nişastalı gıdalar yararlı olur. Süt ürünleri ve yüksek şeker içeren besin maddelerinden (dondurma, pasta, çikolata, şeker, meyve suları, gazoz ve diğer gazlı meşrubat v.b.) kaçınılmalıdır. İshalin devam ettiği sürece katı gıda almakta sakınca yoktur. Anne sütü ile beslenen bebeklerin ve biberonla beslenen bebeklerin beslenmeye devam etmesi tavsiye edilmektedir. İshal süresince evde yapılabilecek en iyi şey hastaya sık sık sıvı vermektir. Bu sıvının suyun yanında tuz da içermesi önemlidir. Burada esas olan vücudun kaybettiği su ve tuzun yerine konmasıdır. Kaybolan sıvının yerine konması için tuz içeriği dengeli ORS solüsyonları eczanelerden ya da sağlık ocaklarından temin edilerek kullanılabilir.

İshalli hastalarda sıklıkla tatbik edilen açık çay içilmesi su kaybını önlemekle birlikte tuz içermediğinden vücudun ihtiyacı olan tuzu karşılamaz. Diğer taraftan bazı meyve suları (örn: elma suyu), fruktoz cinsi şeker içerdiğinden bazı kişilerde ishali daha kötü hale getirebilir.

Korunma

Doğadaki sıcaklık artışıyla tüm canlıların su ihtiyaçları da buna paralel olarak artar. Dolayısıyla insanlar, yaz aylarında daha fazla su tüketir. Böylece, bu tüketimin beklenmeyen bir sonucu olan yaz ishalleri, çoğunlukla mikroplu suların içilmesi veya bu sularla yıkanmış meyve ve sebzelerin yenilmesiyle ortaya çıkar. Bazen insanlar ishal olup bu mikropları dışkıları ile çevreye yayabilir. Dışkıyla bulaşmış ellerin ağıza götürülmesi sonucu da ishal olabilir. Her zaman kullanılan suların sağlıklı olup olmadığını bilmek mümkün olmaz. Doğada, özellikle insan ve hayvan dışkılarıyla kirlenmiş sularda yaşayan, ishal nedeni olabilecek çeşitli mikroplar bulunmaktadır. Bunlar özellikle durgun sularda, kanalizasyonun karıştığı sularda, iyi ilaçlanmamış içme ve kullanma sularında, özellikle yaz aylarında uzun süre canlı kalarak çoğalır. Bu suların içilmesi veya böyle sularla bulaşık, sıcak ortamda beklemiş gıdaların, örneğin çiğ sebzelerle hazırlanmış salataların ve meyvelerin tüketilmesi sonucu ishal yapan mikroplar, ağız yoluyla alınarak insanların bağırsaklarına ulaşır. Bunların bir kısmı barsak duvarında iltihap oluşturarak hem barsak hareketlerini artırır, hem de bağırsağa su ve iltihabi hücrelerin geçişine neden olur; bir kısmı da bağırsakta iltihap yapmadan, salgıladıkları toksin denilen zehirli maddelerin etkisiyle su ve tuz geçişini artırmak suretiyle ishale neden olur. Korunmak için her zaman temiz veya dezenfekte edilmiş su içiniz. Hijyenik koşullara uygun hazırlanmış ve muhafaza edilmiş besin maddeleri tüketiniz.

ELLERİNİZİ HER ZAMAN VE SIK SIK YIKAYINIZ. ÇOCUKLARIN EL YIKAMA ALIŞKANLIĞI KAZANMASINA YARDIMCI OLUNUZ.

Faydalı Bilgiler

Prostat Hastalıkları

Prostat Hastalıkları

Prostat Nedir?

Prostat kestane büyüklüğünde bir cinsiyet bezidir. Hemen idrar kesesinin altında yerleşmiştir ve idar yapma sırasında idrar torbasından aşağı idrar taşıyan kanal olan üretranın bir kısmını çevrelemektedir. Prostatın birincil rolü ejakulasyon için gerekli sıvının bir kısmını sağlamaktır.

BPH Nedir?

40 yaşını aşmış erkeklerde vücuttaki hormonal değişikliklere bağlı olarak prostatta büyüme başlar. 60 yaşın üstündeki erkeklerin %50’si, 70-80 yaşlarındaki erkeklerin %80’i, prostatın kanser olmayan büyümesi ya da tıbbi terimi ile ‘Benign Prostat Hiperplazisi’ BPH problemi yaşar. Artan yaşla büyümesi, idrar kanalına baskı yapmaya başlayarak, çeşitli şikayetlere sebep olur. Bu şikayetler, geceleri sık idrara çıkma, idar yaparken zorlanma, acı ve yanma hissi, idrar kaçırma gibi hastanın yaşamını son derece olumsuz etkiler. BPH üretrada tıkanıklığa yol açarak idrar akışını etkilemediği takdirde bir tedavi gerektirmez.

Bulguları

*Özellikle geceleri sık idrar yapma
*Ani idrar yapma gereksinimi
*İdrar yapmak için zorlanma
*İdrar yaparken yanma ve sızı
*İdrar kesesinin tam olarak boşalmadığını hissetmek
*İdrar kaçırma
*Zayıf idrar akımı

Prostat Kanseri Nedir?

Prostat kanseri de diğer kanser türleri gibi vücuttaki normal hücre büyümesinin bozularak sonuç olarak tümör adı verilen bir doku kitlesi oluşturması durumudur. Tam olarak sebebi bilinmese de, yaş, ırk ve genetik faktörlerin büyük rol oynadığı tespit edilmiştir

Prostat kanseri özellikle erken dönemlerinde çok sinsi bir hastalıktır, kişide kanserle birlikte prostat büyümesi ve buna bağlı şikayetler mevcut değilse kanserin kendisine özgü hiç bir belirtisi bulunmayabilir. Prostat kanserini erken dönemde yakalamanın tek yolu 40 yaşından sonra her erkeğin düzenli olarak yılda bir kez prostat muayenesi ve PSA adı verilen kan tahlilini yaptırmasıdır.

Bulguları

*İdrar yapmada güçlük-Kesik kesik ağrılı ve sızılı idrar
*Sık sık (özellikle geceleri) idrara kalkma
*İdrar akımının zayıflaması
*İdrarda kan görülmesi

PSA Testi (Prostat Spesifik Antijen)

Erken Teşhis Hayat Kurtatır!

Erkeklerde en çok görülen kanser olan prostat kanseri erken safhasında teşhis edilirse, doğru ve yerinde bir tedavi ile iyileşme şansı yüksek bir hastalıktır. Henüz kapsül dışına yayılmamış ise kanserin yok edilmesi mümkündür.

Prostat kanseri için kullanılan spesifik bir tetkiktir. Normal prostat dokusu son derece düşük oranda bir PSA salgıladığı halde, kanserin en erken evrelerinde bile bu değer normal üzeri bir seviyeye çıkar.

Prostat kanseri’ni erken dönemde yakalamanın tek yolu 40 yaşından sonra her erkeğin düzenli olarak yılda bir kez prostat muayenesi ve PSA adı verilen kan tahlilini yaptırmasıdır.

Faydalı Bilgiler

Şarbon Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Şarbon Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Şarbon Nedir?

Şarbon etkeni bacillus anthracis adı verilen bir bakteridir ve dayanıklı üremesi devam ettiren sporları vardır. Bulaşma sporları ile olur.

Şarbon hastalığı öncelikle koyun, keçi, sığır ve daha az olmakla beraber beygir gibi ot yiyen hayvanların hastalığıdır. Fakat bunların dışında et yiyenler, kemiriciler ve kuşlarda da görülebilir.

Vücuda girişi bakteri sporlarının zedelenmiş deri, mukoza ve solunum yolu ile girmesi ile oluşur. Bulundukları yerde ürer ve kanla tüm vücuda yayılırlar.

Hastalıkları

*Kötü sivilce: Kuluçka süresi 12-36 saat. Üstü siyah kösele tarzı kabukla örtülü çukurluk içeren yara şeklindedir. En önemli özelliği ağrısız olmasıdır. Genel enfeksiyon belirtileri oluşur.

*Kötü ödem: Burada giriş yeri belli değildir. Enfeksiyon cilt altında seyreder. Her iki tipte çok defa hafif seyreder ve tedavisiz iyileşir. Ancak bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde ve bazen normal insanlarda ölümcül olabilir.

*Akciğer şarbonu: Çok seyrek görülür. Çok ağır ve öldürücüdür. Ağır bir zatüre şeklinde seyrederek 2-3 günde ölüme neden olur.

*Bağırsak şarbonu: Çok nadir görülür. Sporların bulaştığı etlerden oluşur. Her ne kadar hasta hayvan etlerinden enfeksiyonlar görülebilirse de bu etlerde sporlardan çok basillerin canlı halleri bulunduğundan pişmiş etlerde bu durum nadirdir. Ayrıca basillerin canlı hali mide asidine dirençsizdir. Hastalık tablosu ağır olup ölüme yol açabilir.

*Sepsis: Kana karışma sonucu gelişen tablodur. Ağır seyirlidir.

Şarbon ilerlemez ise kendi kendine geçer. Şarbonun insanlardan çok hayvanlar arasında görülen ve yayılan bir hastalık olduğu bilinmektedir. Hastalıklı hayvanlar, bakteri ve sporları, idrar, dışkı ve öldükten sonra parçalanan kadavra parçaları yoluyla toprağa ve otluklara yayılır. Şarbon sporları dış ortama çok dayanıklı olduğundan uzun süre buralarda kalırlar ve tozla etrafa yayılırlar. Buradan sporlar ot yiyen hayvanlara bulaşır. İnsan içinde bulaşma kaynağı bu hayvanlardır. Meslek veya uğraşıları egreği bu hayvanların etleri, yünleri, derileri ve çeşitli ürünleri ile temas eden insanlar şarbona yakalanabilirler.

Şarbonda Koruyucu Önlemler Olarak;

*Hastalıktan ölmüş hayvan kadavralarının yakılarak veya toprağa derine gömülerek üzerine bol sönmemiş kireç atılması,

*Hayvanlar arasında karantina ve aşılama yapılarak yayılımın engellenmesi,

*Hayvan ürünlerinin de karantinaya alınması,

*Hayvanlar ile uğraşan kişilerin KKD (kişisel koruyucu donanım) kullanması

*Hastalardan kaynaklı materyallerin ortamdan uzaklaştırılması önemlidir.

*Bulaşmış et yiyen kişiler hariç koruma amaçlı antibiyotik kullanılmasına gerek yoktur.

*Sağlıklı insanlarda ve pişmiş et yiyenlerde şarbon riski yok denecek kadar azdır.

*Ancak mesleki olarak temas edenler bu açıdan riske sahiptirler.

Şarbon vakası varlığında asıl önlem hayvanlara yönelik olarak alınmalıdır.

Faydalı Bilgiler

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık Riski Artıyor

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalık Riski Artıyor

Cinsel ilişki ile bulaşan hastalıklar toplumsal sağlık açısından tüm dünyada ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli nedeni korunmasız yapılan cinsel ilişkilerdir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların birçoğu ilerleyen zamanlarda ciddi sağlık sorunlarına sebebiyet verebilir.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar, bakteri, parazit veya virüs olarak adlandırılan canlı (mikro) organizmalarla bulaşır. Bu hastalıkların bazıları yalnızca genital bölgede belirti gösterirken; frengi, hepatit B ve AIDS gibi hastalıklar oldukça risklidir ve tüm vücudu kapsayan derecede etki gösterir. AIDS, Hepatit B gibi hastalıklar sadece cinsel yolla değil kan yolu ile de bir başkasına geçebilmektedir.

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların, kadınlar üzerinde erkeklerden daha fazla etki gösterdiği belirtilse de oldukça tehlikeli hastalık erkek kadın demeden hayatı tehdit ediyor:

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hem erkek hem de kadın sağlığını tehdit etmektedir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğunluğu tedavi edilebilir. Tedavi edilmediği durumda kısırlıktan (infertilite) ölüme kadar uzanan olumsuz sonuçlara sebebiyet verebilir, anne karnındaki veya yeni doğmuş bebekler için de oldukça tehlikelidir.

Cinsel Yolla En Sık Bulaşan Hastalıklar

*Bel soğukluğu (Gonore)
*Frengi (Sifiliz)
*Klamidya
*Genital uçuk (Herpes)
*Hepatit B (Sarılık)
*HIV – AIDS

Kimler Risk Altındadır?

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklarda en sık görülen bulaşma yolu korunmasız cinsel ilişkidir. Cinsel ilişkide bulunulan partner sayısı arttıkça cinsel yolla bulaşan herhangi bir hastalık alma tehlikesi de artar.

Cinsel ilişki (anal, oral veya vajinal ilişki) esnasında bulaşan hastalıkların etkenleri bakteri, virüs, mantar, parazit gibi mikroorganizmalar olabiliyor. Enfeksiyonu taşıyan kişi de bir belirti olması şart değildir. Hiçbir bulgu ya da şikayet olmaksızın da enfeksiyon taşınabilir ve cinsel ilişki ile partnerine bulaştırılabilir. Enfeksiyonlar, kadın ve erkeklerde benzer oranda görülmekle birlikte komplikasyonlar açısından kadınlar daha risklidir.

*Korunmasız cinsel ilişkide bulunan bireyler
*Cinsel yolla bulaşmış bir hastalığı geçirmiş olan kişiler
*Genital bölgesinde semptomlar gösterenler
*Birden fazla cinsel partneri olanlar
*Doğum sırasında bulaşma riski bulunan bebekler

Hangi Testler Yapılır?

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar uzun süre belirti vermeyebilirler. Çoğu zaman bunları test yaptırmadan anlamak kolay değildir. Öncelikle muayene yapılmalıdır. Testler, hastalıklara göre değişir. Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıkların Genel Tarama Paneli ise;

*HIV Combo
*HBSAG (Hepatit B)
*HCV (Hepatit C)
*HSV Tip 2 IGG ve IGM
*Klamidya Antijen
*Üreaplasma ve Mikoplazma
*VDRL

Sıklıkla karşılaşılan cinsel yolla bulaşan hastalıkları tanımak için her birinin farklı yöntemleri vardır. Örnek vermek gerekirse; HPV virüsü için rahim ağzından veya siğilin kendisinden sürüntü veya parça, gonore yani bel soğukluğu için akıntıdan örnek, rengi (sifiliz) için kan alınır ve böylelikle hastalıklar araştırılır. Bazılarının özel olarak üreme ortamları vardır ve ekilip büyümesi beklenir böylelikle hastalık teşhis edilir.

Cinsel olarak aktif olmaya karar verdiğinizde enfeksiyon kapmamış olan bir partnerle tek eşli bir ilişkiyi uzun süre devam ettiremezseniz, sağlıklı kalabilmek için rutin testleri yaptırmayı planlayın.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunmanın Yolları

Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için güvenli cinsel ilişki önemlidir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar ancak cinsel hastalığı olan birisiyle girilen cinsel ilişki sırasında ya da fiziksel temas sonucunda bulaşabilir. Doğal olarak birden fazla seks partneri olan kişiler, daha fazla risk altındadırlar.

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların oluşmasını önlemek, üreme sağlığının korunması yönüyle birincil amaçtır. Hastalıklardan korunmanın tek yolu cinsel ilişki sırasında prezervatif kullanılmasıdır. Çok eşlilikten uzak durmaktır ve çiftelerden birinde cinsel yolla bulaşan bir hastalık mevcut ise diğer partnerin de hekime başvurması ve ilgili hastalıkların kendisinde mevcut olup olmadığını sorgulaması önem arz etmektedir. Ayrıca doğum esnasında bebeğe bulaşma riski olduğu için gebelik öncesi ilgili hastalıklar konusunda çoğu belirti verdiği için tarama yapılması fayda sağlayacaktır.

Faydalı Bilgiler

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunmanın Yolları

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklardan Korunmanın Yolları

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar cinsel temas esnasında meni ve vajinal sıvılar gibi ağırlıklı cinsel sıvılar ile bulaşan hastalıklardır. Bu hastalıklar genellikle cinsel organlarda ve bu organlara komşu olan bölgelerde hastalık meydana getirebilir ya da tüm vücuda yayılabilir.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar her zaman belirti göstermez veya rahatsızlık vermeyecek düzeyde hafif belirtiler gösterebilir. Tedavi uygulanmaz ise belirti vermeyen cinsel yolla bulaşan hastalıklardan birini farkında olmadan başkasına bulaştırabilirler. Cinsel temas ardından hastalığın kuluçka süresi hastalıktan hastalığa farklılık gösterebilir.

Nasıl Korunmalıyız?

*Tek bir cinsel partnerin bulunması ve tanınmayan kişi ile cinsel ilişkide bulunmamak.
*Çok erken yaşta cinsel yaşama başlamamak.
*Her türlü cinsel ilişkide prezervatif (kondom) kullanmak.
*Cinsel partnerin geçmişinde şüpheli bir hastalık hikayesi olmasa dahi önlem amaçlı korunma yolları uygulanmalıdır.
*Cinsel ilişki öncesi partnerde olası bulgular incelenmeli, şüphe duyulan partner ile cinsel ilişkide bulunulmamalıdır.
*Cinsel yolla bulaşıcı bir hastalık sahibi olan bireyler partnerlerini bu konuda bilgilendirmelidir.
*Şüphe duyulan tüm durumlarda zaman kaybetmeden doktora başvurulmalıdır.
*Cinsel ilişki öncesinde, sırasında ve sonrasında hijyene özen göstermek.
*Seks oyuncaklarında da aynı şekilde hijyene dikkat etmek.

Faydalı Bilgiler

Cinsel Yolla En Sık Bulaşan Hastalıklar

Cinsel Yolla En Sık Bulaşan Hastalıklar

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar kadınlar da erkeklerden daha çok etki gösterdiği genel olarak ifade edilse de bu tehlikeli ve ölümcül hastalık aslında hem erkek hem de kadın sağlığını tehdit etmektedir.

Cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğunluğu tedavi edilebilir. Şayet tedavi edilmez ise kısırlıktan (infertilite) ölüme kadar uzanan olumsuz sonuçlara sebep olabilir, anne karnındaki veya yeni doğmuş bebekler için de tehlike arz etmektedir.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Bel Soğukluğu (Gonore):

*Erkekler sıklıkla idrara çıkma, idrar yaparken yanma hissi duyar ve akıntı olur.
*Kadınlarda da aynı şikayetler yaşanır ilaveten adet düzensizliğine de sebebiyet verir.
*Tedavisi vardır ve sıklıkla karşılaşılan cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biridir.
*Karın içi iltihaplarına, kısırlık (infertilite) ve üreme organlarında apselere sebebiyet verir.
*Hamilelikte doğum kanalından bebeğe ulaşabilir. Yeni doğan bebeklerde görme yetisini kaybetme (körlük) akciğer enfeksiyonu gibi hastalıklara neden olabilir.
*Hastalık bulaşmasının ardından 1-2 hafta sonra belirtiler ile karşılaşılabilir.

Sifiliz (Frengi):

*Tüm vücuda etki edebilen bir hastalıktır.
*Erken teşhis edildiğinde tedavisi daha kolaydır.
*Tedavi edilmediği takdirde sinir sistemini zarar vererek körlük ve sağırlığa neden olabilir.

Genital Uçuk (Herpes):

*Üreme organlarında kaşıntılı ve ağrılı uçuk şeklinde sivilcelerle kendini gösterir.
*Bu sivilceler zamanla çok ağrılı yaralara dönüşür.
*Kendiliğinden iyileşebilir fakat tekrar nüksedebilen bir hastalıktır.
*İdrar yollarında rahatsızlıklara, menenjite hatta kadınlarda rahim ağzı kanseri ve düşüklere sebep olabilir.
*Bebek doğum esnasında doğum kanalından hastalığı alabilir.
*Bu durum bebeğin gözlerine, derisine, sinir sistemini etki eder ve hatta bebeğin ölümüne yol açabilir.

Hepatit-B Virüsü (B Tipi Sarılık):

*Cinsel temasla geçen sarılık türü Hepatit B’dir.
*Karaciğerde büyüme ve hassaslık,
*İdrar renginde koyulaşma ve sarılık
*Ateş ve kusma
*Karaciğer iltihabı, siroz ve karaciğer kanserine ve hatta hastanın ölümüne neden olabilir.
*Karşılaşmayan herkes aşı olmalıdır.

Hepatit C Virüsü (C Tipi Sarılık):

*Cinsel temasla geçen bir başka sarılık türü de Hepatit C’dir.
*Aşısı yoktur korunma önemlidir
*Kronikleşme riski yüksektir. (%80)
*Bunlarında %20 sinden fazlasında siroz gelişir.

Şankroid (Yumuşak Çıban):

*Üreme organlarında ağrılı yaralar ile kendini gösterir.
*Genel olarak kasıkta meydana gelen şişikler zamanla büyür ve içindeki iltihap akar.

Klamidya:

*Kadınlarda köpüklü sarı akıntı görülür.
*Erkeklerde ise idrar yaparken yanma hissi duyulur ve sarı akıntı ile kendini gösterir.
*Karın içinde iltihaplanmalara sebebiyet verir ve kısırlığa, üreme organlarında apselere neden olur.
*Hamilelerde yüksek ateş, düşük ve ölü doğuma neden olabilir.
*Bebek doğum kanalından mikrobu alabilir ve bundan kaynaklı akciğerlerde veya gözlerde iltihaplar oluşabilir.

HIV/AIDS:

*Vücudun mikroplara karşı korunma sistemini bozarak tüm vücudu etkiler. Bundan kaynaklı olarak başka hastalıkların da meydana gelmesine sebebiyet verir.
*Halsizlik, uzun süreli ateş, kilo kayıpları, gece terlemeleri, cinsel organlarda uzun süreli yaralar ve tedavi uygulanmasına karşın iyileşmeyen mantarlar, akciğer enfeksiyonları HIV hastalık belirtileri arasında yer almaktadır.

Mantar Enfeksiyonları:

*Mantar enfeksiyonları sıklıkla Candida enfeksiyonu olmak üzere özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış kişilerde ve gebelerde ya da doğum kontrol hapı kullananlarda ortaya çıkabilmektedir.
*Şeker hastalarında da cinsel yollarda enfeksiyon etkeni olarak sık görülmektedir.
*Kadınlarda cinsel organlarda ve vajende, erkeklerde ise çok nadir peniste enfeksiyon yaratabilmektedir.
*Kaşıntı, yanma hissi, idrarda zorlanma, cinsel ilişkide ağrı, beyaz renkli ve peynirimsi kıvamda kötü kokulu akıntı yapmaktadır.
*Bebek doğum kanalından mikrobu alabilir ve bundan kaynaklı akciğerlerde veya gözlerde iltihaplar oluşabilir.

Paraziter Hastalıklar:

*Cinsel yolla bulaşan ve en sık görülen parazit hastalığı Trichomonas vaginalistir.
*Hem kadın hem de erkeklerin idrar ve üreme organlarında yaşayan bir parazittir.
*Nadiren kadınlarda belirtisiz seyretse de genellikle cinsel organlarda yaygın kaşıntı, yanma, sarı veya yeşil renkli, pis kokulu ve bol köpüklü bir akıntı yaratır.
*Erkeklerde genelde belirti vermez.
*Tedavisi kolaydır. Eşler beraber tedavi olmalıdır.
*Şikayetlerin olduğu dönemde ve tedavi süresince korunmasız ilişkiden kaçınılmalıdır.

Faydalı Bilgiler

Seyahat Hastalıkları ve Tetkikleri

Seyahat Hastalıkları ve Tetkikleri

BİOLAB LABORATUVARLAR GRUBU olarak SEYAHAT öncesi gidilecek bölgeye göre bünyemizdeki Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanlarınca destek verilmekte ve bu lokasyona yönelik yapılması gerekli testler hakkında bilgilendirme yapılmakta ve öneriler verilmektedir.

Seyahat (Turizm) Hastalıkları

Yolculuklarda karşılaşılan birçok fiziksel ve çevresel değişiklik; yükseklik, mikrobik flora, nem ve sıcaklıktaki önemli değişikliklere maruz kalma seyahat süresince ciddi olumsuzluklara yol açabilir. Bu olumsuzlukların ayrıca stres ve yorgunluk ile birlikte kendini daha fazla göstermesi, hastalanmaya ve yolculuğun amacına ulaşmamasına neden olabilir. Yolculuklarla ilgili riskler yolcunun yaş, cinsiyet ve sağlık durumu gibi kişisel özelliklerine ve güzergâh, amaç ve süre gibi yolculuğun özelliklerine göre de değişir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre yolculuğa çıkanların yüzde 15’inde ciddi hastalık belirtileri ortaya çıkıyor ,% 10 u medikal tedaviye ihtiyaç duyuyor, yüzde 6’sı yarıda kesip dönmek zorunda kalıyor, % 20 sinde şikayetler seyahat sonrasında da devam ediyor

En Sık Görülen Seyahat Hastalıları Nelerdir?

Sıtma, Hepatitler (bulaşıcı sarılıklar), Sarı humma, parazitler, ishaller, grip, tifo, kolera, menenjit, AIDS ve diğer cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardır.

Yaş Seyahat Hastalıklarının Oluşumunu Etkiliyor

Bebekler ve yaşlılar daha fazla risk altındadır. Bebekler yetersiz sıvı alımının veya ishalden dolayı su kaybının çok olduğu durumlarda, yetişkinlere göre daha çabuk su kaybederler. Ciddi sıvı kayıpları birkaç saat içinde  bebeklerin hayatını tehdit edebilir. Hava yolculuğu, kabindeki hava basıncı değişikliklerinden dolayı bebeklerde rahatsızlığa yol açabilir. Bebekler ve küçük çocuklar ani yükseklik değişikliklerine karşı daha hassastır. Yaşı ilerlemiş kişilerin sağlık durumları iyiyse, yolculuk onlar için bir sorun teşkil etmez. Yaşlı kimseler ise, uzun mesafeli geziler yapmayı planlamadan önce tıbbi tavsiyelere başvurmalıdır.

Yolculuk esnasında uzun süreli hareketsiz kalmaya bağlı olarak derin “ven trombozları”, yani bacaklarda pıhtı gelişebilir ve ölümcül olabilir. Yaşlılar, hamileler, daha önce varis ve benzeri şikayeti olanlar, doğum kontrol ilacı kullananlar ve obezlerde risk daha fazladır. Önlem olarak

yolculuk öncesinde, eğer bir engel yoksa, alınacak Aspirin veya yolculuk sırasında yapılacak kısa süreli egzersizler bu hastalıktan korunmayı sağlar. Uzun süreli yolculuklarda kısa aralıklarla uyumaya çalışmak, bol su içmek, alkol ve kafeinden uzak durmak dikkat edilmesi gereken diğer önemli noktalardır

Hamileler Nelere Dikkat Etmeli?

Yolculuk, hamile kişinin sağlığı iyi olduktan sonra, doğuma kısa bir zaman kalsa da, sorun teşkil etmez. Havayolları, hamileliğin son dönemleri ve doğumun ilk dönemleri için bazı kısıtlandırmalar getirmektedir . Hamilelik dönemi boyunca ishal ve sıtmanın yaygın olduğu yerlere gezi yapmaktan kaçınılmalıdır.

Alınacak Önlemler:

Aşı Olma: Seyahatten tercihen 4-6 hafta önce en yakın seyahat hastalıkları kliniği ile temasa geçilmelidir.

Sıtma: Uygun önleyici tedavi ve acil durum ilaçları talep edilmeli, cibinlik ve böcek caydırıcı gibi malzemeler planlanmalıdır.

Gıda hijyeni: Yalnızca iyi pişmiş yemekler, kapalı şişedeki veya paketli soğuk içecekler tercih edilmelidir. Güvenlik şüphesi varsa, içme suyu kaynatılarak içilmelidir. Kaynatmak mümkün değilse, onaylı ve bakımı iyi yapılmış bir filtre ve/veya bir dezenfektan ajan kullanılabilir.

Yükseklik: Fazla yüksek yerlerde atmosfer basıncı düşüktür. Bunun sonucu oluşan düşük oksijen basıncı dokulara az oksijen gitmesine neden olur. 1500-3500 metre yüksekliklerde nefes alma sıklığı yükselir ve bunun sonucunda kişi bayılarak bilincini yitirebilir. Akut dağ hastalığı, yüksek yerlerde 1-6 saat sonra ortaya çıkar. Baş ağrısı, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma, uyuyamama, yorgunluk, bitkinlik ve hassasiyet halleri görülür.

Hekim danışmanlığı: Özellikle Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı ile riskli yerlere yapılacak seyahatler öncesinde görüşmek önemlidir.

Bunları Yanınıza Almadan Seyahate Çıkmayın

*Uzun kollu gömlek, uzun pantolon ve şapka
*Haşerelere karşı aerosol sprey
*İshal ilacı
*Portatif su filtreleri ve iyot tabletleri (özellikle açık alan veya kampa gidiyorsanız)
*Güneş kremi ve güneş gözlüğü
*Reçeteli tüm ilaçlarınız ve reçeteleriniz

Yemek ve su kaynaklı sağlık riskleri: Yolcular için mikroplu sular ve yemekler ile ilgili en önemli sağlık problemi, “turist ishali”dir. Turist ishali, yolcuların en çok karşılaştığı sağlık problemidir ve riskli yerlere giden yolcuların yaklaşık %80’ini etkiler. Mide bulantısı, kusma ve ateş, ishale eşlik edebilir. Bebekler ve küçük çocuklar, yaşlılar, hamile kadınlar ve bağışıklık sistemi güçsüz kişiler; mikroplu içecekler ve yiyecekler ve güvenli olmayan yüzme mekanlarından kaçınmak için sıkı tedbirler almalıdırlar.

Vektörlerle bulaşan hastalıklar: Sivrisinek, kene gibi vektörlerle bulaşan hastalıkların yaygın olduğu bölgelere yapılacak seyahatlerde başta uzun kollu giysiler, koruyucu krem, ilaç ve aşılar la gerekli önlemler alınmalıdır.

Bağırsak parazitleri: Tropikal ülkelere giden yolcular bazı bağırsak parazitlerine maruz kalabilirler. Bağırsak parazitlerine sahip olma riski; toprak, kum ve gıda maddelerinin insan ve hayvan dışkısı ile kirlenmesine yol açan kötü hijyen ve sıhhi tesisat standartları ile ilgilidir. Genel olarak, klinik etkiler seyahatten dönülmesinden bir süre sonra ortaya çıkar ve gezi ile arasında bir bağlantı kurulamaz, bu da teşhisin gecikmesine veya yanlış teşhis konulmasına neden olabilir.

Su ve Gıda Yoluyla Geçen Hastalıklar: Bu hastalıklar mikroplu içecek ve yiyeceklerin tüketilmesi ile bulaşır. Enfeksiyon riski; gezi sırasında tüketilen tüm yiyecek, içecek ve içme suları için hijyenik tedbirler alarak ve kirlenmiş yüzme mekanlarına doğrudan temas etmekten kaçınılarak azaltılır. Bu yolla bulaşan hastalıklara örnek olarak hepatit A, tifo ve kolera gösterilebilir.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar: Cinsel yolla bulaşan hastalıklar insandan insana güvenli olmayan cinsel birliktelikler yoluyla bulaşır. Dikkatsizce ve korunmadan yapılan cinsel ilişkiden kaçınmak ve prezervatif kullanmak enfeksiyon riskini azaltır. Bu yolla bulaşan hastalıklara örnek olarak Hepatit B,Hepatit-C, AIDS ve frengi gösterilebilir.

Faydalı Bilgiler

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) cinsel temas sırasında meni ve vajinal sıvılar,cinsel ifrazat gibi vücut salgıları ile bulaşan hastalıklar olup, bazıları sadece cinsel organlarda ve komşu bölgelerde hastalık oluştururken, bazıları tüm vücuda yayılma eğilimi gösterebilir. Bu yayılma kısırlıktan ölüme kadar giden süreçleri içerebilmektedir.

Gelişme süreci içerisinde cinselliğin daha yaygın ve serbest hale gelmesi cinsel yolla bulaşan hastalıkların yaygınlaşmasına sebep olmaktadır.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda korunma en önemli konudur. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar daha çok 15-30 yaş gurubunda görülmektedir.

Laboratuvarımızda bünyemizdeki Enfeksiyon hastalıkları uzmanlarınca danışmanlık verilmekte ve uygun test profilleri belirlenmektedir.

Biolab Laboratuvarlar Grubu toplumun önemli bir sorunu olan Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında hem hızlı tanı hem de etik açısından gerekli alt yapıya sahiptir.

*Bel soğukluğu (Gonore)
*Hepatit B
*Hepatit C
*Herpes Simplex virüsü (HSV)
*HPV DNA (papilloma virüsü)
*Klamidya
*Mycoplasma ve üreaplasma
*Sifiliz (frengi)
*HIV (AIDS)

Faydalı Bilgiler

Biliyor musunuz?

Biliyor musunuz?

BİOLAB’ta bugüne kadar yaptırdığınız aynı tip çoklu sayıdaki testlerin sonuçlarını GRAFİK olarak alabiliyorsunuz.

Böylece süreç içindeki değişimleri görebilme ve kıyaslama şansınız olmaktadır.

Faydalı Bilgiler

Hepatit (Bulaşıcı Sarılıklar)

Hepatit (Bulaşıcı Sarılıklar)

Hepatitler aşağıdaki tiplerden oluşur:

*Hepatit A
*Hepatit B
*Hepatit C
*Delta hepatit
*Hepatit E

Sayılarla Hepatit

Dünyada Hepatit C bulaşmış kişi sayısı 170 milyon kişidir. Türkiye’de ise 700.000 kişidir. Hepatit C tedavi edilmezse ölüme neden olabilir. Dünyada Hepatit B bulaşmış kişi sayısı 400 milyon kişidir. Türkiye’de ise 3.500.000 kişidir. Tedavi edilmeyen her 4 vakadan birisi siroz, karaciğer kanseri ve karaciğer yetmezliği ile karşı karşıya kalır. Ülkemizde hepatit B nin toplumdaki oranı %2-7 arasıdır.

Hepatit B virüsü;

*Hepatit C den 10 kat
*AIDS etkeninden 100 kat daha bulaşıcıdır.
*Dünyada her yıl 1.34 milyon kişi hepatitlerden ölmektedir.

Bulaşma

Hepatit B de bulaşma yolları:

*Anneden bebeğe geçiş
*Kan nakli
*Steril olmayan kirli mikroplu malzemeler ile yapılan dövme, piercing, kulak delme, sünnet gibi işlemler
*Steril olmayan malzemeler ile yapılan diş tedavileri
*Aynı enjektörün birden fazla kişiye kullanımı
*Cinsel ilişki

Hepatitlerden Nasıl Korunuruz?

*Berbere her gittiğinizde yeni jilet açılmasını isteyiniz ve takip ediniz.
*Ustura ucunu her seferinde değiştirmesini isteyiniz.
*Jilet, ustura, tırnak makası, epilasyon malzemesi, diş fırçası, manikür pedikür setleri, traş bıçağı, traş makinesini ASLA KİMSEYLE ORTAK KULLANMAYINIZ.
*Uygunsuz ve hasta olması muhtemel riskli kişiler ile cinsel ilişkiye girmeyiniz.
*Genel hijyeninden emin olmadığınız hiçbir yerde diş tedavisi yaptırmayınız.
*Alnınızı, ensenizi veya dilinizin altını kestirmeyiniz.
*Tek kullanımlık enjektör kullanılması,
*Mikroplu yüzeylerin 1/10 sulandırılmış çamaşır suyu ile temizlenmesi,
*Bol bol el yıkamak.
*Mutlaka aşı vurulmak. (B ve A tip için)

Faydalı Bilgiler