Oxford-Astrazeneca aşısına..

Oxford-Astrazeneca aşısına bağlı immun trombotik trombositopeni gelişim mekanizması

NEJM’de yayınlanan bu araştırmada, Oxford-Astrazeneca (ChAdOx1) aşısına bağlı olarak PF4’e karşı gelişen trombosit aktive edici faktörlerin immun trombotik trombositopeni gelişimine yol açtığı gösterilmiş.

Makalenin tam metni için tıklayınız.

Pfizer-BioNtech aşısı sonrası..

Pfizer-BioNtech aşısı sonrası anne sütüne anti-SARS-CoV-2 antikor geçişi

İsrail’den yapılan bu araştırmada, Pfizer BioNtech aşısının ilk dozundan 2 hafta sonra başlanarak 6 hafta boyunca anne sütünde anti-SARS-CoV-2 IgA ve IgG antikor pozitiflikleri sağlık çalışanı olan ve emziren annelerde test edilmiş. İlk dozdan 2 hafta sonra IgA titresinde anlamlı artış olduğu ve ilk dozdan 4 hafta sonra da IgG titresinde belirgin yükselme olduğu tespit edilmiş. Bu antikorların 6 hafta boyunca büyük oranda pozitif seyrettiği ve SARS-CoV-2’ye karşı da nötralizan etkisinin olduğu kaydedilmiş.

Makalenin tam metni için tıklayınız.

Da Vinci’nin Çizimlerinde Bakteri..

Da Vinci’nin Çizimlerinde Bakteri ve Mantarların Gizli Dünyası

Leonardo da Vinci, detaylı ve özenli sanat çalışmaları ve gelişmiş teknolojik fikirleri ile ünlü. Ancak yeni bir araştırma, çizimlerinin başka bir karmaşık yönünü ortaya çıkardı: sanat eserlerinin üzerindeki küçük yaşam formlarının gizli dünyası.

Araştırmacılar, Leonardo’nun yaptığı portrenin (yaklaşık 1490) mikrobiyomunu analiz ediyor.

Araştırmacılara göre bulgular, sanat eserleri için bir mikrobiyom kataloğu hazırlanmasına yardımcı olabilir. Parçalardan her biri, mikroplardan oluşan eşsiz bir koleksiyonuna sahip olduğundan dolayı, araştırmacılar daha sonra yapacakları mikroskobik biyoloji çalışması ile onları yeniden tanımlayabilirler.

Çizimlerdeki mikrobiyomlar, araştırmacıların eserlerin mikrobiyomlarındaki farklılıklara dayanarak taklitlerini ve yüzyıllar boyunca farklı koşullarda saklanan asıl çizimleri tespit etmelerine yardımcı olmak için yeteri kadar ortak unsura sahip.

Araştırmacılar ayrıca, çizimlerin beklenenden önemli ölçüde farklı bir mikrobiyoma sahip olduğunu ve çok sayıda bakteri ve insan DNA’sını barındırdığını gösterdi. Muhtemelen bunlar sanat restoratörleri ve diğer insanlar tarafından yüzyıllarca süren işlemlerin kalıntıları. Zamanla kâğıdın bozulmasına sebep olan mikroplar da vardı ve bu mikroplar, restoratörlerin çabalarının neden gerekli olduğunu gösteriyor.

Çalışma, mikrobiyomların gelecekte sanat eserlerinin umulmadık geçmişlerinin nasıl ortaya çıkarılabileceğini ve sahte sanat ürünlerinin nasıl tespit edileceğini gösteren bir kavram kanıtlama çalışması.

Araştırmacılar, ustanın simge çizimlerinin yedisindeki, ölü ya da yaşayan mikroskobik biyolojik materyalleri incelediler ve sonuçlar umulmadık bir bakteri, mantar ve insan DNA’sı çeşitliliği ortaya koydu.

Bu kalıntıların büyük çoğunluğu muhtemelen çalışmaların üzerine da Vinci’nin 501 yıl önceki ölümünden sonra yerleşmişti. Bu yüzden DNA kalıntıları muhtemelen yüzyıllar boyunca eserleri işleyen diğer insanlardan geliyor, Leonardo’nun kendisinden değil. Ancak yeni bulunan biyolojik materyalin anlatacak bir hikayesi var.

Araştırmacılara göre büyük sürpriz, çizimlerde, özellikle mantarlarla karşılaştırıldığında, yüksek bakteri konsantrasyonuna sahip olmaları. Geçmiş çalışmalar, mantarların bu çizimler gibi kâğıt nesnelerin mikrobiyomlarına hâkim olma eğiliminde olduğunu göstermişti. Ancak bu durumda insanlardan ve bakterilerden, özellikle sineklerin dışkılaması sonucu gelen kalıntılar alışılmadık bir şekilde yüksek miktarda bulunuyordu.

Çalışma ekibinden bir araştırmacı, “Haşeratlar, restorasyon çalışanları ve coğrafi konum… Bunların hepsi çizimlerin üzerinde gözle görülemez izler bırakmıştır. Ancak bunlardan birinin Leonardo’nun çizim yaptığı zamandan kalma olduğunu söylemek zordur,” diyor. Bu DNA’nın çoğu, muhtemelen 15. yüzyıldan başlayarak çalışmayı restore eden insanlardan geliyor. Ekip, genetik materyali, özellikle kimden gelmiş olabileceğini görmek için gereken ayrıntı düzeyinde analiz etmedi.

Leonardo Da Vinci’nin karmaşık mikrobiyomları barındırdığı yakın zamanda ortaya çıkan altı çiziminden biri olan “Uomo della Bitta”.

Araştırmacılar, farklı biyolojik materyallerin detaylı çalışmasını yapmak için genetik materyali hızla parçalayan ve analiz eden bir genetik sıralama yöntemi olan “Nanopore” adlı yeni bir araç kullandılar.

Aynı araştırmacılar, kaçakçılardan kurtarılan heykellerin, saklanırken nasıl muhafaza edildiklerini belirlemek için geçmişte de sanatsal mikrobiyomlar üzerinde de çalışmışlardı. Gelecekte ise, bu tekniğin iyi çalışılmış sanat eserlerinin tarihleriyle ilgili yeni ayrıntıları bile ortaya çıkarabileceğini söylüyorlar.

Live Science. 20 Kasım 2020.
Makale: Piñar, G., Sclocchi, M. C., Pinzari, F., Colaizzi, P., Graf, A., Sebastiani, M. L., & Sterflinger, K. (2020). The microbiome of Leonardo da Vinci’s drawings: a bio-archive of their history. Frontiers in Microbiology, 11, 2889.

Makalenin tam metni için tıklayınız.

Covid Varyantlarının İlk..

Covid Varyantlarının İlk Çıktığı Yerler ve Tarihleri

L84S 30.12.2019 China
N628N 22.01.2020 Asia
D614G 24.01.2020/28.01.2020 China/Germany
P323L 24.01.2020 China
F106F 24.01.2020 China
S477N 26.01.2020 Australia
Q57H 5.02.2020 Australia
R203K 24.02.2020 Netherlands
A97V 3.04.2020 Asia
G485R 2.06.2020 China
A222V 20.07.2020 Spain/Netherlands
Y455Y 2.09.2020 England
N501Y December 2020 England
E484K August 2020 South Africa

TEST SONUÇLARIMI nasıl alabilirim?

TEST SONUÇLARIMI nasıl alabilirim?

Web Sonuç

www.biolabltd.com.tr web sitemizin anasayfasının üst köşesindeki ONLİNE SONUÇ altında yer alan BİREYSEL linkine tıklayarak açılan sayfadaki ilgili alanlara sırasıyla önce Barkod Numaranızı sonra Türkçe karakterler ve büyük harflerle Soyadınızı yazıp sorgula alanına tıkladıktan sonra sonucunuzu alabilirsiniz.

Laboratuvarımıza Başvurarak

Şubelerimizden herhangi birisine bizzat gelerek barkod numaranızı vererek ya da kimlik numaranızla isim bilgilerinizi doğrulatarak hasta kayıt personelimizden test sonuçlarınızı teslim alabilirsiniz. Sonuçları sizin adınıza başka birisi alacak ise konu ile ilgili mutlaka yazılı bir beyanda bulunmanız gerekmektedir.

E-posta

Şubemize başvurunuzda kayıt oluşturulurken mail adresinizi ve iletişim bilgilerinizi hasta kayıt personelimize bildirerek sonucunuzun e-posta ile tarafınıza ulaştırılması talebinizi iletebilirsiniz. Ayrıca doktorunuzun e-posta bilgisini de hasta kayıt personelimize bildirerek sonucunuzun hekiminize yönlendirilmesini de talep edebilirsiniz. Kişisel Veri Gizliliği kapsamında kayıt esnasındaki bilgilendirmeniz esas alınacaktır.

Whatsapp

Şubemize başvurunuzda kayıt oluşturulurken GSM numaranızı hasta kayıt personelimize bildirerek sonucunuzun Whatsapp uygulaması aracılığı ile tarafınıza ulaştırılması talebinizi iletebilirsiniz. Kişisel Veri Gizliliği kapsamında kayıt esnasındaki bilgilendirmeniz esas alınacaktır.

Test Sonuçlarınız Biolab Laboratuvarlar Grubu tarafından dijital ortamda güvenli ve süresiz olarak saklanmakta ve arşivlenmektedir. Kayıt esnasında bizlerle paylaştığınız iletişim bilgilerinize iletilmektedir.

Sonuçları sizin adınıza başka birisi alacak ise raporu teslim alacak kişinin TC Kimlik numarası ve isim bilgilerini içeren imzalı bir beyan vermeniz gerekmektedir.

COVID-19 fetal-maternal..

COVID-19 fetal-maternal sağlığı olumsuz yönde etkiliyor

Lancet Global Health dergisinde yayınlanan bu sistematik derleme ve meta-analiz sonuçlarına göre COVID-19 pandemisi sürecinde maternal ölüm, ölü doğum ve maternal depresyon sıklığında önceki yıllara kıyasla belirgin artış kaydedilmiş.

Makalenin tam metni için tıklayınız.

Ciddi COVID-19 daha..

Ciddi COVID-19 daha uzun süreli nötralizan antikor yanıtı ile ilişkili: Lancet microbe makalesi

Singapur’dan yapılan bu araştırmanın sonuçlarına göre COVID-19 geçirip iyileşen hastalarda nötralizan antikor yanıtları ciddi farklılık arz ediyor. Ancak ciddi hastalık ile persistan nötralizan antikor yanıtı arasında ciddi bir ilişki olduğu tespit edilmiş. Buna karşın, hastalık ciddiyeti ile T hücre yanıtı arasında benzer ilişkiye rastlanmamış.

Makalenin tam metni için tıklayınız.

Soğuk Algınlığı Virüsü..

Soğuk Algınlığı Virüsü Corona’yı Vücuttan Atabilir mi?

 

İskoçya’daki Glasgow Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre soğuk algınlığına neden olan rinovirüsleri, Corona virüsünü vücuttan atarak hastalığa karşı bir miktar koruma sağlıyor olabilir.
Bir virüs bünyeye girdiğinde ya diğer hücrelerin kontrolunu ele geçiriyor ya da diğer virüslerin ortamı paylaşmasına izin veriyor.
Örneğin influenza yani grip virüsü, diğer virüslerin aynı bedeni enfekte etmesine izin vermeyen bir virüs ve tüm hücreleri kendine saklıyor. Adenovirüsler ise girdikleri bünyeyi diğer virüslerle paylaşma eğiliminde oluyor.
Araştırmayla ilgili haber Science Times’da yayınlandı.
Araştırmacılar, Corona virüsünün, bu virüs rekabetinde galip gelip-gelmeyeceği konusuna kafa yoruyordu. Ancak sosyal mesafe önlemleri virüslerin yayılmasını yavaşlattığından, bu teori üzerinde çalışmaları mümkün olmamıştı.
Kısa süre önce yapılan bir araştırma, soğuk algınlığı virüslerinin Covid-19 hastalığını nasıl önleyebileceğinin kodunu çözüyor gibi görünüyor.
Konuyla ilgili çalışma uluslararası nitelikteki Bulaşıcı Hastalıklar dergisinde yayınlandı. Glasgow Üniversitesi Virüs Araştırmaları’ndan bir grup bilimadamının çalışması, insan rinovirüsünün (HRV) solunum yolu hücrelerinde Corona virüsünün çoğalmasını engellediğini ortaya koydu.
Çalışma “İnsan rinovirüsü enfeksiyonu solunum epitelinde SARS-CoV-2’nin çoğalmasını engeller: Covid-19 epidemiyolojisi için çıkarımlar” adını taşıyor.
Araştırmacılar rinovirüsünün, Corona virüsünün çoğalmasını engellediğini kanıtlamak için solunum yolunu kaplayan zarın bir replikasını kullandı. Bronş hücrelerinden oluşan bu doku hem insan rinovirüsü hem de Corona virüsü ile enfekte edildi. Aynı anda bulaştırılan virüslerden sadece rinovirüsü hücrelere tutundu. Rinovirüsü 24 saat önceden bulaştırıldığında, Corona virüsü hücrelere giremedi bile. Hatta Corona virüsü, 24 saat önce bulaştırılsa bile, rinovirüsünü sonradan girdiği hücrelerden eski misafiri kovdu.
Çalışma, engelleyici etkinin çoğunlukla HRV’nin, vücudun interferonlar aracılığıyla doğuştan gelen bağışıklık yanıtının güçlü bir şekilde etkinleştirmesinden kaynaklandığını ortaya koyuyor. Virüslerin çoğalmasını önlemek için enfeksiyonun erken döneminde hücrelerin ürettiği proteinlere interferon ismi veriliyor. Böylelikle, Corona virüsü enfeksiyonunu önemli ölçüde azaltıyor.
Araştırmacılar, temsili bir toplulukta rinovirüsü enfeksiyonlarının Corona virüsü enfeksiyonunu alt edip-edemeyeceğini görmek için matematiksel modeller de geliştirdi ve teorik olarak rinovirüslerinin sayısı arttıkça yeni Covid-19 enfeksiyonlarının azalttığı sonucuna vardılar. Bu da soğuk algınlığı virüsünün bir toplumda Covid-19’un yayılmasını durdurma gücüne sahip olabileceği anlamına geliyor.
Virüslerin rekabeti ile ilgili benzer sonuçlar daha önce de ortaya çıkmıştı. 2010 yılında yayınlanan bir araştırma, rinovirüsü kaynaklı bir salgının 2009’da Avrupa’nın bazı bölgelerinde domuz gribi salgınını geciktirdiğini ortaya koymuştu.

https://www.amerikaninsesi.com/a/soguk-alginligi-virusu-coronayi-vucuttan-atabilir-mi-/5826910.html